31 Aralık 2012 Pazartesi

Mutlu Noeller.....


Mutlu yıllar canlarım....
    Hım... Bugün yılbaşı benim için harika geçicek, evde Sevgili dostum buzdolabı, Gönül fatihim çamaşır makinası, Güzel gözlü televizyonum ve Sultanım bilgisayarım ile karşılıklı çekirdek çitliyip, koca bir büfe içkiyi yudumlayıp gece yarısına doğru Biricik gözdem bendeniz ile yatıcam.

 Eh buna da şükür. Ya kendimlede olamasaydım. :)

Benden eğlenceli Yılbaşı geçiren Şampanya mantarı ile vurulsun.

6 Aralık 2012 Perşembe

pardooooon


Bu gün geçmişimi düşündüm. Onca anıyı tek tek indirdim raflardan her birinde yaşadığım tatlı ve acı anları tekrar seyre daldım.
 Ne çok anı taşıyormuş insan hayatında ve na kadar azını hatırlıyormuş. Ben şanslıyım bu konuda büyük bir dolabım var benim zihnimde her bir anıyı özenle yerleştiriyorum yerine ve özlem duyduğumda dönüp tekrar izleyebiliyorum. İne bildiğim kadar diplere indim çocukluk anılarıma, masumlar diyemem o zamandan nasıl bir çatlak olduğum belliymiş'te  kimse fark edememiş:) Yinede severim çocukluk anılarımı bana biraz hayal perest gelir ama ne yapalım hayal olmadan çocukluk olmuyor. 
 Birden 19'larımda ailemle yaşadıklarım geldi aklıma her bir gün ne kadar ağırmış nasıl kaldırmışım, ama iyi ki yaşamışım 7 yıldır kendime ait bir hayatım var hürüm, özgürüm birazda buruk :( 
 Aşk anılarına girmicem her biri bir birinden tatlı insanlar tanıdım ama biri fenaydı ya of başım döndü birden,
Son olarak yakın zamana göz attım korktuğum kabullenemediğim çoooook ama  çooooooook şey varmış son bir iki ayda şimdi kabul ediyorum ben koooocaman bir şapşalım tamam mı? 

Anılar dolabımı kapatmadan özenle bir yer daha açtım hissediyorum yakın zamanda güzel bir hayat daha yaşıcam,  bakarsınız taş gibi bir erkek bulurum ( bende ki  şans oda bana çarpar kafam yarılır ya , ayrı bir konu) bak şimiden söylüyorum bana kırmızı gül almayı unutma gülleri çok severim ben hele ki kırmızı gülleri birde jelibon vazgeçilmezim hımmmm ( unutma bunları valla taşmaş demem kafaanı kırarım).

Not : bunca ilişki yaşadım alttan alttan söyledim durdum kırmızı gülleri çooook severim diye alan çıkmadı.
Onca alması gereken dururken canım Mis Mariam aldı :) yerim kız seni
Dip Dip Not : Yahu biri şu çocuğa bir paket jelibonla bir tane gül alı versin yazıktır..... 

26 Kasım 2012 Pazartesi

Kaytan Bıyık'a İtafen

    Güzelim benim... Seninle dünyanın en güzel zamanı'nı yaşadım. Çok sey gördüm, çok sey yaşadım, hayatımda sayılı vazgeçilmez noktalar gerçekleşti. Sen o noktaların en tatlısısın.
   Ne varki her güzelliğin bir sonu vardır. Ama seninle sevgili iken olduğumuzdan daha güzel bir bağ kuracağımıza inanıyorum. Üzgün değilim sevgilimden ayrıldım ama dünyamım en değerli arkadaşına sahip oldum.... İyiki hayatıma girmişsin güzelim, iyiki sevmişiz bir birimizi....


NOT: Eeeee artık boşadığına göre beni muzurluklar yapabilirim:)

20 Kasım 2012 Salı

Alıntı Bir Yazı Ama Bayıldım





 Yaz gelse buralara, her zaman geldiği gibi. Eskiden bir kaç ailenin kaldığı ama bahçesinde hanımeli kokusunun eksik olmadığı, mandalin ve asmaların gölgesi altında kahvaltı yapsak;Ağustos gülleriyle sardunyalar sarsa etrafı.Ortancaların pembesine benzese dudakların. Alı moru bir bahçede kaybetsem seni. Koruk tadında ekşitse bu durum yüzümü. Tam o sırada ayva kokulu bir dalda  bulsam seni.keşke sen gelsen de...

   Boş, sıcak ve miskin bir öğleden sonrasında denize gitsek; iki arkadaş gibi görünüşte. Deve güreşi yapsak etrafımıza sular saçarak.Ben korksam derin mavi karanlık denizden. Sen beni yüreklendirsen...Olmadı tutup çeksen götürsen elimden... Ben direnemesem her zamanki gibi teslimiyetimle ve mütevekkil tavrımla sana karşı. Akşamüstü dönüşte araba bulamayıp, sahil yolundan yazlıklar arasından, sağımızda mavi deniz, solumuzda yeşil, heybetli, kadim dağların gölgesi üzerimizde, 4km'lik yolu yürüsek; güneşin batışını izlesek zeytin ağaçlarının arasında. Ağustos böceklerinin sıcaktan şikayet edercesine cırıltısı kulaklarımızda...

  Ertesi gün Cunda'ya çıksak. Kilisenin harabesi gölgesinde bakınsak engin,masmavi deniz içindeki ufacık adalara. Ege'nin mitolojik dokusunda Zeus'u ve nice tanrıları anlatsam, fısıldasam çapkınlıklarını.Koşsak yakalayıp eteklerini. Sen şaşırsan, kızarsan kulaklarına kadar. Arnavut kaldırımlı taş döşeli sokaklarında; pembeler giymiş, rum evleri arasında dolaşsak.Rumca kelimeler fısıldasam kulaklarına. Hayret dolu gözlerinin en derin siyahına baksam...Durmasak, Şeytan sofrasında alsak soluğu... Güneşin en utangaç vakti baksak kızılına,daha da utandırsak güneşi, kaçırsak hatta...

  Sonra eve gelsek. Duş almaya fırsat bulamadan annemin sıcak yemeklerinin kokusunu bahçeden duysak ve bahçe masasının tozunu sen silsen. Gizliden bana baksan; ben de sana...Tabakları masaya birlikte koysak.Karanfil kokulu sıcak bir sohbete dalsak.  Yemek yedikten sonra üzerimize bir sevdalık uykusudur çökse.Ve vakit geç olsa benim odama geçsek, sarılsak sımsıkı gün boyu serinlemiş bedenlerimize.Deniz ve yosun kokan tenine bir buse kondursam, sen uyuyor numarası yapsan ama ben bilsem uyumadığını, kalp atışının hızlandığını.

  Nefesinin sıcaklığı ile uykuya dalsam.Sabah kalktığımda uyuşmuş kolumu sana göstersem... Sonra... Sonra eskiden bir kaç ailenin kaldığı ama bahçesinde hanımeli kokusunun eksik olmadığı, mandalin ve asmaların gölgesi altında  kahvaltı yapsak;Ağustos gülleriyle sardunyalar sarsa etrafı...

14 Kasım 2012 Çarşamba

Pek Revâdır Sevdiğin Ettiklerin

Pek revâdır sevdiğim ettiklerin
Âşıkı günlerce beklettiklerin
Gelmeyip ağyâr ile gittiklerin
Gez, görüş eğlen ,sıkılma zevke bak
Bir gelir insan cihanâ, durma çak.

Gül gibi ruhsâr-ı hüsnün solmadan,
Nev-civân kalbinde gam yer bulmadan,
Ben gibi meyûs-i devrân olmadan

Gez, görüş eğlen ,sıkılma zevke bak
Bir gelir insan cihanâ, durma çak

Bir şarkı koroda söylememiz için verildiği ilk günden beri bi şey çekiyor beni bu şarkıda, neden niçin derken dönüp baktım yaşadıklarıma. Acı tatlı ne kadar şey yaşamışım, her anını hala hasret ve zevkle anıyorum.
 Bilmiyorum hayat daha neler getiricek ama ben her dakikasına kabulüm. :)

Veeee kısmetse Konserde bu şarkıyı söyleyeceğim...:)

12 Kasım 2012 Pazartesi

YİTİK SEVGİLİ


         Kızmadım ki ben sana, sebepsiz değildi gidişin. Sevmiyormuşsun beni kal, diyemem ki. Hem alıştım gidişine, geçelerden korkmuyorum. Sensizde uyuya biliyorum artık. Bak çiçekler solmadı sensiz, masada hala mumlar yanıyor.
         Dün eşyalarını topladım, sana ait ne varsa kaldırdım tek tek. Anılarını bir bir sakladım. Sen yoksun artık bende…
Yo kırılmadım sana. Biz istemedik mi ayrılmayı? Söylemedik mi son sözlerimizi? Hani sevmiyordun beni?
         Neden… neden geldin ki şimdi. Ne istiyorsun benden. Git…  git artık, çık hayallerimden. Girme rüyalarıma.
         Gözyaşlarımı da al git artık…
// Git… Unutamasam da seni
Hala sevsem de
Sevilmek için, sevmek için
Git…
//

     //

9 Kasım 2012 Cuma

Mis Maria dan sevgilerle

Miss Maria'nın yanından sevgilerle. Şuan Mariamın yanından yazıyorum, mis gibi yemek kokuları vızır vızır sipariş yoğunluğu arasında eyfi keyif yapıyoruz iş yerinde.:)
   Mis Maria'nın telaşı şu çıktı bu çıkmadı, oldu olmadı, yemek soğudu, yemek yandı, imdat modunda.... Yanlız ben fena koptum burda sıcak yüzünden giydiğim pembe kazak ile ten rengim aynı oldu. Ayrıca  Maria yı izlerken sandalyemde zor duruyorum heran yere yığılma ihtimalim var gülme krizinden :D
 Sabah kimseye yorum yazmamış olursam bilinki sonum Maria'nın yanında gülme krizinden yada (büyük ihtimal hunharca boğazlanarak """Maria tarafından""") ölmüş (öldürülmüş) olacağım.

  Not: Kaytan Bıyık bey Şimdilik taciz, saldırı, alttan alttan çamur yatmıyorum, ama sanmayın ki bunun acısını çıkarmıcam ilk buluşmada "Tecavüz vallahi tecavüz" olmadı ağır tahrik ten saldırı (anlayınız lütfen fenalardayım)  :)

3 Kasım 2012 Cumartesi

Blog'ır Buluşması

   Bu gün saat 5 de @Petrik ciğin  haber vermesi ile blogır buluşmasına gittim. 14 sadece 3 ü ile tanışmıstım öncesinde  bir birinden tatlı 14 kişi bukadarmı tatlı olurlar.
  Şimdiden söyliyim ad hafızam çok çok azdır. o sebepten aklımda kalanlarla tarif edicem.
Öncelikle aramızdaki tek bayan. Kız sen nekadar tatlısın böyle, ilk gördüğümde soğuk, asabi, birazda küstah biri demiştim içimden (özellikle beni tanımazsın diyince :(   ) ama tanıdıkca bütün ön yargılarım yersiz çıktı. Ve  Mis Mariyamdan sonra çok çok tatlı bir bayan daha tanıdığımı kabul ediyorum. şimdiki yargılar Açık sözlü ,sevecen ve hınzır ki hınzır :D .
 Gelelim nerdeyse aklımda kalan iki isimden birine atlıkarıncada bir tur daha tek söz söylesem senin hamurunda ne var böyle birisi kıskanıcak ama bu ne güzellik iki gıdım aklım vardı oda aktı gitti.
 Kaju umarım adını doğru yazmışımdır fazla konuşamasak da cana yakın biri.
Kaldırım gine havasında idi :) Güleç yüz ve sevecen bir tavır, unutmadan Anlatsam Bi bok olmaz yavrucum anladık Kaldırımın kucagı rahat rahat da :) .
 Ve Yayık Ayranı olmaz seni biraz açmak lazım. Ama bu işi bizim yerimize koltuklar yaptı sanırım:)
O koltuklar neydi ya hala oturamıyorum kalçamın büyük bir bölümü yok neredeyse. Velasık kelam güzel bir gün gecirdim daha yazıcak çok çok sey var ama bu kadarla yetinmek istedim.

  Şimdi yazmak istediğim birşey daha var @Kaytan bıyık a  telefonda söylediğim gibi bana yorum yapmanı istemiyorum artık.... kırgın, kızgın, öfkeli, aklına gelebilicek herşeyi geçiriyorum. Çok çok teşekkür ederim

25 Ekim 2012 Perşembe

olmaz ilaç

Olmaz ilaç sine-i sad pâreme
Çare bulunmaz bilirim yâreme
Baksa tabiban-ı cihan çâreme
Çare bulunmaz bilirim yâreme

Kastediyor piri müjen canıma
Gözleri en son girecek kanıma
Şerh edemem halimi cananıma
Çare bulunmaz bilirim yareme

Hüzün Sensin

Neden canım yanıyor. Neden acıyor her yerim. Bayram değil mi bu gün? Sevinçle koşmamız gerekmiyor mu ? Neden anlamıyorum neden kalbim bu kadar derinden sızlıyor. Özlem mi acımı çekilmez kılan ? Yanlızlık mı yoksa , bilinmez bekleyiş mi ? Gözlerime yaşlar dolduran. Sessiz çığlıklar'da boğulur oldum, kimsesiz bir gül gibi sarardım soldu'm.  Ey kalbim bu kadar karanlık mahzenlerin ? Çıkılmaz mı yaşlı merdivenlerin? Mum ışığına hasretim kara kuyularda, görmez oldu gözlerim gecenin ışığını. Seçemez oldum artık hayalin tadını , gerçeğin acısını. Söyle ey dünya neden bu öfken bana, neden kırdın kanatları mı? Viran oldu evim, alev alev yanıyor perçem'im. Rüzgarların bağımı bahçemi haraab eyledi, yağmurların gözyaşlarımı sel eyledi.
       Kimi sevdiysem almadın mı benden ? Varımı yoğumu çalmadın mı benden ? Neden bu öfken ey dünya?
Alma bu sefer sevdiğimi benden, çalma ruhumu elimden. Bitsin artık öfken. Gayrı ne dayanacak takatim kaldı, ne aşksız yaşıyacak bir kalbim kaldı. 

6 Eylül 2012 Perşembe

DÖNDÜN MÜ ?


Döndün mü sevgilim? Hasret diyarlarından.
Bir yudum su gibi muhtacım sana.
Döndün mü bana?
Gölgenle avunurdum mum ışıklarında.
Güne-şi çehrenle döndün mü bana?
Sözsüz şiirlerde okudum seni.
Bir hecede gizliydin aradım seni.
Ağlama gözlerinden düşer kaybolurum derdin.
Ey gözlerimin ışığı bana geri mi geldin?
Kurumuş dudağım, çatlak ellerim.
Hasretinle ağlar seni dilerim.
Başımı göğsüne yaslamaya mı geldin?
Kulağım kapıda, gözüm yollarda.
Yeter artık sevgilim geri dön bana...



//Dönmez sanırsın gidenler geri.
Beklemez sanırsın bıraktıkların seni.
Ne çare ki giden dönse bekleyen değişir,
Beklenen gelse gelen değişir.
//

24 Ağustos 2012 Cuma

Zeki Müren - Dilek Çeşmesi


bu bir dilek cesmesi dediler bana
oturdum yosun tutmus islak tasina
anlattim neler geldi dertli basima
uzattim ellerimi seni diledim

bir bilsen seni nasil yurekten sevdim
bu bedende can degil candan oteydin
gece gunduz demedim dualar ettim
uzattim ellerimi seni diledim

kucucuk bir umitsin icimde benim
sen ey dilek cesmesi duy beni dedim
gonlumdeki bu hasret bitsin istedim
uzattim ellerimi seni diledim

bu ses askla yanan kalbimin sesi
huzunlu gonlumun icli nefesi
onsuz yasamakta yotur hevesi
duami kabul et dilek cesmesi

sessiz akisinda devalar gizli
nazli sularinda dualar gizli
uykuya sigmayan ruyalar gizli
duami kabul et dilek cesmesi

17 Ağustos 2012 Cuma

SÖZLER


 

Sessizim bu gece sevgilim. Söyleyemediğim binlerce sözlerim var aslında. Buruk bir gecede, öylece oturuyorum köşemde.
        Seni düşünüyorum önce.  Romanlarda kayboluşunu, aldığın her yudumda fincanı tutuşunu.  Sesin doluyor kulaklarıma, mısra mısra adımı söyleyişin, her nefeste seviyorum deyişin. Bir sigara yakıyorum, efkarlıyım söyleyemiyorum. Gezdiğimiz yerleri düşünüyorum sevgilim. Kayalıklarda söylediğimiz şarkıları, mehtaba dalıp gidişini. Derin bir nefes alıyorum sigaramdan, daha bir yanlızlık çöküyor üstüme.
        Mutfakta tıkırtıların, koridorda ayak sesin, kokun hala yastığımda duruyor. Şu sessiz, kimsesiz evde gölgenle yaşıyorum sevgilim. Söyleyemediğim sözlerimi fısıldıyorum, aynada kalan yansımana…
// Dünyada yalnız da kalsa,
Aşkı için yaşıyan.
Kokuda, bir buğuda,
Aşkını bulur İNSAN.
//
Güzel gözlüme, söyleyemediğim sözlerime…  

Evet dostlarım yine ayrı düştüm kaytan bıyığımdan ve bu sefer dönüş tarihide belirsiz....

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Geliyorrrrrrr.....


  Güneşim , birtanem, sevgilim geliyor. Şuan yolda o kadar özledim ki anlatamam, tekrar sarıcam bitanemi , kokusunu duyarak uyucam. Uçuyorum hatta uçmak öte bir durumdayım .
  VE sevgilime yemekler yapıyorum ellerimle sevdiği her tadı :)

Oleeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeey :)

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Guzeller çok var ama meyil birine olur




Denizde k'ararti var bu gelen k'ayik midur
Ben ozledum yarumi ağlasam ayip midur

Oy dumanlar dumanlar hep dağlari sardunuz
Yureğumun derdini bilsenuz ağlardunuz

K'arardi K'aradeniz taşti bu yana taşti
Haber verun yarume gyozlerum doldi taşti

Gemi mil ilen olur sevda dil ilen olur
Guzeller çok var ama meyil birine olur

Söz ve müzik: Anonim

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Biri Orduyu Çağırsın


Çok ciddiyim biri orduyu çağırsın :) Bir haftadır karadenize özgü bir yemek olan mısır çorbası istiyordum, sonunda dayanamıyıp bu gün yapımına başladım. Amma velakin başta gözüme az gözüken mağzemeler kaynadıkça o kadar büyüdü ve çoğaldı ki   bu yemeği bitirmek için ordu ile anlaşma yapmak lazım.
  Komik olan durum bu yemeyi yerken içine belli bir oranda ki çoğunlukla tabağının yarısına yakın gelen ayran   katarak yersin. Düşünün artık elimdeki en büyük tencere ağzına kadar dolu, bu durumda bir tekşey yapmam lazım sanırım pencereden uzanıp, help helpppppppp diye bağırmam lazım:)


Not : Harika bir diyet yemeğidir. Kırık mısır ve barbunyadan yapılır birazcık tuz tamam , yağ yok başka birsey yok sadece isteğe bağlı yerken yoğurt veya ayran.

29 Temmuz 2012 Pazar

Şimdiden okuyanlardan özür dilerim

Biraz kırgınım bu gün, yanlızım canım yanıyor. Nedenini bilmiyorum, aslında özlem canımı yakıyor ama söyleyemiyorum kızamıyorum kızıp ta kör olasıca yollara sitem edemiyorum. Özledim ama özlediğime ulaşamıyorum. Sitem karım bu gün herşeye, herkeze beni sevgilimden ayrı koyan sebebe, aramıza mesafe koyan yollara, yüzüne bir zerresini dahi göremeyen gözlerime sitem karım.
 Parça parça dökülüyor her yerim, tenim de alevler var kalbimi bulamıyorum gözlerimle göremiyorum, delirdim artık ne sesini yetiyor ne hayali, özledim derinlerimde bir yara var kanıyor bulamıyorum bulsam da nasıl sarıcam bilmiyorum.
  Gel güzelim ne olur gel artık, gözlerim gözüne hasret, sözlerim sözüne. Fazla birşey istemiyorum uzaktanda olsa göreyim seni, saçını rüzgar tarafın kopan tellerini koklamaya razıyım, sesini gözümden süzülen yaşla paylaşıyım, artık gözyaşlarım bile içimde yanan ateşi hafifletmiyor, rüzgarlarda kokunu arar oldum.
 Gel ey  sevgilim ruhum bedenimle savaşıyor, tenim kalbimle gel ne olur sevdiğim gel, ben seni benden öte, canımdan, kanımdan, beni ben yapan her zerremden çok severim. Gel ne olur gel..

   Özür dilerim Sevdiğim seni üzmek istemiyorum ama içimi bir nebze olsun boşaltmak istedim. Kırdıysam anlamadan üzdüysem affet beni, ama özleminle yanıyorum.

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Ağla Gözlerim

Ağla gözlerim, kana kana ağla.  Hasretsin bilirim bir zerresine ağla gözlerim ağla ayrı kalan sevenlerin yerine. Bakarım görmez oldum, söylerim bilmez oldum, Aşk ile yanarım derdimi bilmez oldum. Ne diğim sevdime, ağlarım yar halime.

  Gel diyemem ki sana, gelemezsin birim. Sevdiyemem ki sana, seversin yar bilirim. Ne diyim sevdiğim yar der dilerim. Gel sevgilim, gece rüyalarıma gel, gündüz hülyalarıma gel, sevdiğim göz bebeğim sözüme dilime gel.
 Sitemkar sanmayın beni, özlemi, elemi bilirim elbet, sevgiyi aşkı bilirim elbet bilirim bilirim ama gel sor kalbime ayrılık ne emiş, ayrı kalmak ne imiş bilirim bilmesine ama kalbime geçiremem, dilime geçiremem, ağlasa'da gözlerim gözüme geçiremem
 Ağla gözlerim, ağla sen benim yerime, sevdiğimin yerine, sevipte ayrı kalan tüm Aşıklar yerine.

Özür dilerim sevgilim üzmicem dedim seni, ama inan ki hasretten ağlarım, özlemden ağlarım. Sana bişey diyemem ama Aşkıma Aşk katar ağlarım.

Not : Gün saymaktan vazgeçtim. Ayrı kaldığım günleri saymak kalbimi acıtıyor.

                                                                                                                  sevdiğim, aşkım
                                                                                                                          kaytan bıyıkım.

24 Temmuz 2012 Salı

BEKLEYİŞ




Gün ışımak üzere sevgilim Siren sesleri ile kalkmaya başladı trenler. Hala sis var bu şehirde. Sessizce kahvaltı yapıyorum masada. Paltomu alıp usulca çıkıyorum sokağa. Topuklu ayakkabıları ile kadınlar yürüyor kaldırımlarda…
         Simit kokuyor her yer. Yavaşça dağılırken sis dalıyorum mazideki anlara. Martıların sesleri ile uyanıyor şehir. Daha bir boğucu oluyor dar sokaklar, önlüklü çocuklar koşturuyor önümde, gülümsüyorlar benim yerime.
         Gözlerim doluyor nedensiz, daha bir çatılıyor kaşlarım. Sık adımlarla iniyorum rıhtıma, gelişini gözlüyorum. Her gelen vapurda seni arıyor gözlerim. Solgun ellerimde en sevdiğin çiçeklerle bekliyorum seni. Döneceksin biliyorum, söz verdin bana…

//Bir ömürde sürse bekleyişim,
Son soluğum olsa da nefesim
Bir kerecik görmeye değer,
Yaşamım AŞK uğruna…
//


Sevgilim seni bekleyişimin yedinci günü seni çok seviyorum.

22 Temmuz 2012 Pazar

4. üncü Gün

Ey güzeller güzeli, gece güneşim ,biricik eşim ben seni çok özledim.

21 Temmuz 2012 Cumartesi

3. üncü Gün

Bitanem sevgilim senden ayrı geçen üçüncü gün, sen zaman geçmez oldu. Sevgilim seni çok özledim...

19 Temmuz 2012 Perşembe

2'ci Gün

Bitanem bu gün koşturmalar yoğunluklarla geçti. En zoru bütün gün seni düşündüm durdum, gün öylece akıp geçti ben hala gidişine alışmaya çalışıyorum. Zor olucak farkındayım ama bir özlemi göze almamış lazım.
  Ama daha ikinci gün ve ben özleminden kıvranıyorum, ben seni yanımda bile özlerdim. Bu sefer ki özlem sanki kalbimde iğneyle kendine yer açıyor .
Ne olursa olsun dayanıcam seni çok seviyorum...

@Kaytan bıyık ımın gelmesine 13 veya 28 gün kaldı.

18 Temmuz 2012 Çarşamba

1 ' inci Gün

Bitanem gideli daha 1 gün oldu. Ama ben şimdide özledim. Aslında anlaştık belirli bir süreliğine ailesinin yanına kalıcak hem hasret giderip hemde geçmesi gereken belirli bir sürenin bitmesini bekliyecektik. Fakat daha araca bindirirken kalbim acıdı , hani İstanbul'da olsa aynı süre burada görüşmesek , yinede aramızdaki mesafe ve istediğimiz zaman bir birimiz görebilme durumu yüzünden can yakmıyor. İlk adımda uzaklık gözümde büyüdü , istediğim an yanında olmamak sarılamamak, sonra nasıl anlatıyım tanıştığımızdan beri bu kadar uzak kalmadık ve bu durum daha çok bağlanmamıza sebep oldu.


    Of..... Bilmiyorum aklım karışık, canım acıyor ilk günden özlem sarmaya başladı her yanımı  bu hem ne kadar aşık olduğumu anlamamı sağlıyor. Hemde Can Yakıyor.


   Sevgilim ilk günden mızmızlanmaya başladım. Ama inan ki şimdiden çok özledim seni ,  Seni Seviyorum @Kaytan Bıyık ım .....



12 Temmuz 2012 Perşembe

NEDEN SESSİZCE GİTTİN



Buğulu pencereden seyrediyorum hayatı. Daracık sokaklarda insanları, sararmış yaprakları ile ağaçları. Rüzgar penceremin arasından yüzüme vuruyor. Serin, sonbahar sabahı yağmur damlalarını izliyorum peşin sıra. Martıların sesi ile karışıyor cama vuran yağmurun sesi. Usulca çıkıyorum kapıdan, yağmurla ıslanmış boş sokaklarda düşlerimle yürüyorum…
Şimdiden ıslandı her yerim, üşüdüm. Gezdiğimiz yerlere doğru ilerliyorum, bak ilk surda görmüştüm seni. Belli etmeden takip etmeye başlamıştım. İlerde görüyor musun, utangaç bir şekilde seni sevdiğimi söylediğim sokak lambası. Gülüşünle ışıldıyordun altında…
Biraz daha ilerledim hızlıca, yağmur daha da şiddetlendi. Sana topladığım çiçeklerden hala var bur da. Hatırlıyor musun sonbaharda onları toplayışımızı. Sahile iniyorum şimdi. Dalgalar hırçınca vuruyor kayalıklara… Hep dalgalara benzetirdim saçlarını, her kıvrımı dalgalar gibiydi. Kumsalda gezinirken bak en sevdiğin kabuğu buldum. Gülümserdin her gördüğünde minik burgu kulelerim derdin…  Çok üşüdüm. Eve doğru giderken sevdiğin kurabiyelerden aldım. Ben sevmem aslında biliyorsun. Bizim sokağa girerken, gül dolu bahçenin yanından geçiyorum. Ne güzel hayaller kurardık, bizimde böyle evimiz olacaktı. Beraber güller, hanımeli ve bir sürü çiçek ekecektik bahçesine. Kahvaltılar bahçede olacak derdin, birde yaz akşamlarında yemekler.
 Merdivenleri çıkıyorum, astığın resme takıldım yine. Bence çiçekler daha güzel olurdu, manzaradan. Yavaşça açıyorum kapıyı, belki hala uyuyorsundur yatağımızda. Biran en sevdiğin şarkıyı duydum radyoda, döndün mü? Nerdesin, odamıza baktım yoksun, hala boş duruyor salonda koltuğun. Yine yoksun dimi? Ağlamıyorum. Tamam ağlıyorum işte, özledim seni….








// Gittiğin an anladım aslında.
Hayat sen varken var oluyor.
Ama nerden bilirdim sevgilim
Ölümün aşıkları dinlemediğini. //

Güzeller Güzeline


Güzeller güzeli, bilmez misin ben seni benden öte severim. Can diye, canan diye, ruhumdan bir parçam diye severim. Değil ki aramızda bir şehir , bir ülke olsun varsın aramızda dünyalar boyu yol olsun. Ben seni yine severim güzeller güzeli.
     Ey güzel seni dünyanın bir ucuna beni diğer ucuna koysalar, aramıza yalçın kayalarda yıgsalar , elimi ayağımı zincire de vursalar, sevdim yanındadır derim. Sen  ister bir nefes yakınımda ol, ister yedi kat göklerde ol, gözümü kapatıp kalbime baksam bilirim oradasın ey güzel.
   Özlerim elbet seni. Bilmez misin ben seni yanı başımda özlerim, nefesin nefesimde, tenin tenimde olsa da özlerim. Özlem... Aşktan doğar ey güzel.

 Şimdi bilmeni isterim nereye gidersen git, nerede olursan ol beni de yanında götüreceksin aslında bazen kalbinde , bazen elin elimde. Keza bende içini rahat tut sevgilim. Bedenimde tek bir zerre kalmayana kadar kah peşinde, kah yanında dır yerim.


Anladın mı şimdi ? Kaytan Bıyıkım.

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Yazıcam Kardeim Kıskandım işte

Kıskandım iste yazıcam kardeşim. Efendim Kaytan bıyıkım Macaristandan gelen bir arkadaşını karşılamaya gitti ve arkasından biraz sohpet biraz gezi yapıcaklar. Aksilik iste benim de kıskançlık zamanım :( ama işin kötüsü ders ,ödev ,kurs derken yanında gidemiyorum. Hadi dedim ben aşkıma güvenirim gitsin görsün arkadaşını hem olmaz olgun insanlarız.
    Hay dilimi Eşşek arısı yoksaydı nerden biliyim için için bu kadar kıskanıcağımı . Efendime söyliyim birazda toplıyayım konuyu olgunluk yaptık gönderdik aradan bir saat geçti içim kurtlandı , ne yaptılar ne yapıcaklar ne oldu diye. 2 saat oldu bizim kindende mesaj yok iyice karalar bağladım sonunda konuştuk hava alanında bekliyormuş uçak rotar yapmış bizimki 1,5 2 saate yakındır bekliyormuş. Hoppala rahatlasana kardeşim bak daha görüşememişler bile olmaz bir kere çamura yatmışım kalkarmıyım mahalle karısından beter bahane arar oldum."Elin adamını neden bu kadar bekler ki, bak görüyorsun dimi ne kıymetli kaç saattir hava alanında volta atıyor resmen " tarzında iyice çamura kaydım bişey değil gabirimin suçuda yok baştan "olurmu öyle şey git arkadaşın yol bilmez iz bilmez havalarında söylenip gönderdik " gitse suç gitmese suç. Eh bi zamet uçak inmiş bizimkiler bavulları kapıp doğru OTELE aman allahım iki kat daha arttı benim kıskançlık :) biliyorum bavulları otele bırakıp dolaşmaya yemek yemeğe gidicekler NOT: Akşamdan anlaşma imzaladım :) velhasıl gezmeler dolaşmalar derken bunlar baya eğlenmiş arada bana MESAJ atmıyor canımın içi ders çalışyor şimdi rahatsız etmiyim diye. Bi bilse sabahtan akşama kıskançlık nöbetlerinden 5 saate 1 satır kod yazdım oda yanlış olmuş :) bilgisayarla kavga eder oldum neden mesaj atmıyor diye " İşin kötü yanı şarjım azaldı diye haber verdi son konuşmada zırt pırt arayıp şarjını bitirmiyim diye bakıyorum." hani bide arayıp ulaşamazsam allah bırak çamura yatmayı çamuru kurutur üstüne bakla ekerim huyumu biliyorum:)
nihayet güzeller güzelim eve varmış ufak bir gün sonu  verdikten sonra içime sular yok yok valla şelaleler aktı rahatladım... Bunca kıskançlığın en güzel yanı ise bütün gece yatağımda döndüm durdum.
Bana neler olmuş böyle Aşk yok yok ben baştan aşşağı yeniden yaratılmışım hamurumuda ,suyumuda güzelimden almışım.
Eh gel şimdi pervane misali dön dur yaz aylarında çiğ düşmüş gül tenli sevgilinin etrafında
Yerim ben seni Kaytan Bıyıkım

DÜŞ


Seni dinliyorum rüzgarların sesinde. Bak, bizim şarkımızı söylüyor. Gözlerine bakıyorum denizlerde. Işıl ışıl parlıyor gözlerin derinlerde. Saçlarını tarıyorum buğday tarlalarında, filiz filiz ellerimin arasından kayıyor saçların.
         En güzel giysileri hazırladık, ilkbaharla sana. Çiçek çiçek her yeri. Ay ışığı ile yıkadım tenini, yıldızlar gibi parlıyor ışıl ışıl. Deniz kabuklarından yollar yaptım, ufak patikalar. Boz kırlarda hazırladım masamızı. Ateşböcekleri ile aydınlattım her yerini gecenin.
         Masamda sen varsın sevgilim. Gecemde, günümde, söylediğim her sözde sen varsın. Seni düşlüyorum yine bu gece, menekşelerle bezeli yatağında uyuyuşunu. Bahar çiçekleri gibi yastığına dağılmış, saçlarını okşuyorum sevgilim. Ürkekçe, öpücükler konduruyorum inci tenine.
         Ve en baştan düşlüyorum seni. Her şeyinle, benimmişçesine…
// Düşte bile olsa sevdiğinle yaşamak,
Her anın, her dakikanın kıymetini bilmeli İNSAN:
Aşk bir düştür.
Sadece var etmesini bilmeli İNSAN…
//

1 Temmuz 2012 Pazar

İLK GÜNAHIMI İŞLEDİM DÜN


         Seni aldattım. Gözlerinin içine baktım önce, engin deniz gözlerine. Altın sarısı saçlarını taradım ellerimle. Narin kırılgan tenine, hoş kokular sürdüm. Yasemenler, leylaklar…
         İpek giysiler giydirdim, renk renk. En güzel deniz kabuklarından, küpler taktım kulağına. Kırmızı gülleri dudağına, gecenin engüzel siyahını gözlerine sürdüm. İncilerle süsledim boynunu, bileklerini…
         Seni aldattım. Saklı bahçelerimde gezdik, salıncaklar kurdum ıhlamur ağaçlarına. Işıltılı göl kıyısında ıslattık ayaklarımızı, yem yeşil çimenlerde koştuk yalın ayak, bülbüllerle şarkı söyledik gülistanlarda.
         Seni aldattım. Şatafatlı kayıklardan balık ekmek yedik, yedi tepesinden seyrettik İstanbul’u. Martılarla dolaştık boğazı, Marmara’yı, kız kulesinden yolcu ettik batan güneşi, İstiklalin altında sabahladık geceyi.
         Seni aldattım. Düşlerimle yeniden sevdim seni, varmışsın gibi yaşadım her anı. Seni seninle aldattım sevgilim…
// Seni seninle aldata bilirim tek
Düşlerimle var ederim seni
Ey sevgilim ben değimiyim
Seni, sensizde sevmeye yemin etmiş
Aşkının Esiri
//

29 Haziran 2012 Cuma

YAĞMUR

       
Neden yağdın yağmur!? Hani ben ıslatacaktım çatlamış toprağı, gözyaşlarımla sulayacaktım sararmış ağaçları. Neden bozdun yeminimizi!? Nehirler gözlerimden beslenerek yanaklarımdan akacaktı. Rüzgar saçlarımla beraber dağıtacaktı her damlayı. Gülerek ağlayacaktım akıp giden hayatımın ardından. Sen de ihanet ettin bana yağmur.
         İlk gözyaşımda söz vermiştin bana, ben senin yerine ağlayacaktım. Bulutlar buğulu gözlerim olacaktı. Denizler, kana kana içtiğim aşk yalanları. Kaybolan yıllarıma sebep ben ağlayacaktım.
         Bak...! Yanaklarım kuru, dudaklarım çatlak. Susuzum, aşksızım. Sırf sana inat, ağlayamıyorum artık, yalancı aşklarıma. Hıçkırıklarım boğazımda düğümlendi, sözlerimle birlikte.
         Biten yaşamlara bile ağlayamıyorum artık. Neden yağmur, neden yeminlerimizi bozdun!?



//Toprağı ıslatan yağmurdur elbet,
Ama yağmuru besleyende topraktır.
//