20 Ocak 2013 Pazar

Buruk Bir Teçrübe


Bu gün bir konsere gitmek için elimde bilet ve istedigim kadar kişiyi götürme hakkı vardı.
Zaten bir avuç olan arkadaşlarıma haber verdim,  müsait olduğunu düşündüğüm ve bildiklerim bile gelmek istemedi.
Anladım sevgili arıyordum yanlızlığım için bir  istiyordum. Değil sevgili bir arkadaşım bile yokmuş ve ben zaten yanlızmışım. Yanında bir kaç kelime konuşacak kadar bile dostun yoksa sevgili istemek yanlış bence.
   Kızmayın bana herkezi uzaklaştırmasaydın diye. Ama konunun aslı.
Bir zamanlar varlıklı bir ailenin züppe ve herseyi cebindeki para ile alabilecegini sanan bir aptaldım. Böyle büyütülmüştüm ailem bile, sevgilerini para ile gösteriyorlardı. Arkadaşlar o hoo o okadar vardı ki, ne tarafa dönsem biri yanımda ve hep eğleniyoruz. Bir gün babam battım diye geldi, aman canım ne olucak ki para var toparladık hemen borçlar ödendi. Kısa bir süre sonra tekrar aynı söz. Ne oluyor diyemeden bi kaç şey satıldı kalan para ile borçlar ödendi. Babam kredi kartı hastalığına yakalanmış ve nerden ne çektiğini bile bilmez duruma gelmiş. Tamam silkelenip kendimize gelelim dedik. O dönemler bana ait olan bir temizlik ürünleri dükkanım vardı ve aileme destek olup toplarlanalım dedim. kalan birikimler ve babamın maaşı ve benim kazancım ile eski evi satıp yeni güzel bir ev alıp herseyi unutalım dedik. Başladıkta :) ev satılığa çıkarıldı, para ayarlandı, yeni ev bulundu, aradaki  fark için ufak bir kredi çekicektik başvuru yapıldı.
O kadar güvenim vardı ki anlatamam herşeye yetişmeye aileme hakim olmaya çalışıyordum. (yazık) Artık kredi onaylandı evi alabiliriz deyip eşşa bakmaya gittik. Düşüne biliyormusunuz... Hayalimdeki ev Devasa ve Dublex bir ev, ve en güzeli üst bölümde koçaman bir salon ahsap işçiliğinden, sadece benim odam olabilecek boyda bir oda ve odaya ayit banyo ve harika bir manzaralı teras. Evet herşey yoluna giriyor... Son gün eşşaların onayını vermek için işlemleri yapmaya gidiyordum annemle veeee BABAM tekrar geldi batmış düşüne biliyormusunuz toparlanmıştık. Sonradan haberi olmuş ve kalan bir borcu ödemek için bir arkadaşından para almış (tefeci) sonradan tefeci olduğunu öğrenmiş ( bence koca bir yalan ).
   Alınıcak ev gitti, bütün para gitti o günün gecesi hatırladığım bir kaç şey annemle ablamın evinin mutfağında oturup durumu değerlendirmeye aileme güç vermeye çalışıyordum ( zaten bir avuç güçüm vardı ) Annemle geçen dialogu aynen yazıcam ( olsun anne evimiz var, benim hala bir dükkanım var, babamla birlikte calışır öderiz, hem abimde çalışıyor. Annemin cevabı : Ev gitti oğlum tefeciye kalan parayı ödemek için evi sattık, baban gurur yapıp evi terketti, abin.... ) duyduğum son sözlerdi bunlar....
Biran ablamı gördüm annem bayıldı annem bayıldı diye yanıma gelmiş sonraki sözü hala kulağımda Adım.... adımı bağırdı, kardeşim delirmiş. VE ablam önüme düştü. Ufacık bir şey bile yapamadım kıpırdayamadım  (ablamı ailemden cok severim) ama ölmüştüm... Önce bir şok dalgası geçirmişim ve ertesi sabah ilk kalp spazm mı. Sonra zihnim uçtup gitti sanki. 4 gün boyunca hastaneye götürüldüm ( hangisi oldugunu yazamıcak kadar içimi acıtıyor hala) Bir, iki sonunda yarım yamalak toparlandım derken, ailem gay olduğumu öğrendi. İspiyonlandım ( burayı başkabir zaman yazıcam ) komik olan daha o sabah biri saat 09.30  sularında diğeri saat 13.00 civarında 2 kalp spazmı daha yaşamıştım. Yaşanan olaylar yüzünden ve ailemin muzaam tepkisi ki hala canım yanar düşündükçe yüzünden evi terkettim ( kaçtım )
Bir kaç ay sonra ailem kendilerine geldiklerini söylediler ve döndüm elimde kalan son şeyin başına geçtim marketim ve babam zoraki emekli oldu. :) .... kıyamadım Tekrar çalışmasına izin vermedim ve marketin başına geçirdim bende okuluma devam ederim rahat rahat diye düşündüm.... Ah benim gidipte gelemiyesice aklım. Sevgili babacığım kıza zamanda zengin olmayı planlayıp, sattıgım ürünlere ( Kİ çogu acık satılan ürünlerdi) en düşük kalite mal karıştırıp 1.inci kalite diye satmaya başlamış farkettigimde tek işimizide batırmıştı... Şunu anladım asla kaybettikler konumu kabullenemeyeceklerdi. Artık arkadaşım yoktu ve bulmak zordu ( Para gidince hepsi gitti çünkü). Daha güzeli geri döndüğümde annemler hayalim olan evin karşısın da kiralık ev bulmuşlar ( her gün pencerem o eve baktı..... Ama beni adam etti...) ve bulduğum aile benim değildi. Herkez benden kaçıyordu.
   Sonuç
Sonunda yanlız olduğumu anladım ve bununla savaştım savaştım daima savaştım.... Taki biri hayatıma girene kadar ve ben onu kaybedene kadar....
Evet bunu kabul edip tek başıma yaşamayı seçiyorum hiç olmazsa belli bir dönem , bu gün tek gittim o konsere buruk bir acı ve anılar içinde mutlu oldum. ( Şimdi biliyorum YANLIZLIĞI ve savaşmıyorum yenildim.)


14 Ocak 2013 Pazartesi

bir blogır buluşması istiyorum

Evet arkadaşlar özledim sizleri ve bir buluşma istiyorum.
pilanlıyalım ve yapalım artık :( planlama böülümünü üstlene bilirim kimler katılmak ister istanbul buluşmasına
yazarlarsa sevinirim
ona göre bir hazırlık yapıcam

7 Ocak 2013 Pazartesi

Feryat

Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. Sevmedin mi sen beni hiç diye, sevmedin mi ki bu kadar canımı yakarsın. İçime kor alevler koyar da nasıl gidersin, neyledim ki bir kalemde silersin. Sevmedin mi sen beni nasıl bir sözde silersin. Yapmadım diyorum neden dinlemezsin beni, neden inanmazsın bana. Seni ne kadar seviyorum görmezmisin, kör oldum görmüyorum ey zalimim sesinden başka ses duymaz oldum duymuyorum.
   Söyle neden inanmazsın bana bunca zaman kaç kez hata yaptım sana kaç kez  yanlış yaptım da ilk cahilliğimde terkedersin beni. Anlamıyorum, anlayamıyorum anlamak istemiyorum. Neden bir birimiz bu kadar severken olmaz diyorsun. Beni neden ellerinle öldürüyorsun.
 Öldüm ey sevgili. bedenim ruhsuz gezer. Canımı aldın, kalbimi aldın, viran bir evde cehennemde gibiyim. Har yok, alevler ama ben yanarım. Dirhem dirhem etlerimi koparırlar, kalbimin acısı bedenimi sardı anla ne olur ben sevdiğim olmadan nefes alamıyorum, günü gündüzü göremiyorum.
 Ey zalimim sen dünyada en sevdiğimdin. Adına ad vermedim mi ? Geceme seni verdim gündüze seni.
  Ama madem sevmezsin beni, istemezsin yanında buna da kabul derim. Derim ama aşkımdan derim bana baktıkça için acımasın diye derim, sen rahat ol, mutlu ol diye derim. Derim sevgilim derim.

Dilerim mutlu olursun. Ben mutlu edemedim edenle olursun. Kalbinde hangi taraf varsa onunla olursun.
Bir tek şey isterim senden bana olan öfkenle yanlış karar alma düşün bu günü değil yarını düşün, yapabilirmisin, sen birini üzmeye dayanamazsın üzmeden onun yanında kalabilirmisin iyice düşün olur mu ?



biraz hüzün



Aggül seni camekanda görmüsler
Siyah saçin sirma ile örmüsler
Ürüyamda seni bana vermisler

Beni birakipta kor gidermisin

Aci poyraz gibi deli esmedim
Kaderime küstüm sana küsmedim
Ben o yardan umudumu kesmedim
Beni birakipta kor gidermisin

      Aliye Akkılıç



( saçıma aklar düşürdün.
göynüme ahlar düşürdün

gözüme yaşlar düşürdün
dilerim mutlu olasan 
ben layık olamadım 
layığını bulasan)
   
       Umayin

6 Ocak 2013 Pazar

Birinci bölüm (Jelibon)

    Duyuyor musun sevgilim. Aşkımıza yazılan ağıtlar okunuyor. Karartılar da gölgeler hayallerimizi oynuyor. Sessizce seyrediyorum mum ışığında canlanan anıları.
    İlk anımız canlanıyor hayal perdesinde....
    Karamsar bir gündü. Telaşla kendimi yollara atmıştım. Son durağında indim metrobüsün, hızlı hızlı merdivenlerden çıkıp üst geçidi bir çırpıda geçtim. Biraz uzakta tatlı bir adam bekliyordu. Birden yüzü değişti, ürktüm. Acaba beğenmemiş miydi beni ? İlk izlenim hep önemli olmuştur benim için ve o an aşık olmuştum biliyorum. Ama o sanki tedirgindi, yaklaştım. Yüzüne bakmak için tüm gücümü topladım. Ufacık bir red edilme kıracaktı beni, fakat gözlerinin içinde ki bir ışıltı cezbediyordu beni. Alal acele bir şeyler içmeyi önerdi.
 Tarifsiz bir heycanla yürüyordum yanında. Neresi olsun, ne yiyelim, ne içelim diye soruyor, bense bir hayalin peşinde gidiyordum. İçimden bir ses aradığın o diyordu. Aşkın olacak o. 
     Karar verip bişeyler yemek için hamburgerciye girdik. Elimde ne varsa eline tutuşturup üst kata çıkmasını istedim. Ben her şeyi alıp gelirim .! O an her şeyimi verirsem belki gitmez benimle biraz daha kalır diye düşünmeye başlamıştım. Bir şeyler alıp yanına gittiğimde titrediğimi hissettim. Sesi kulaklarım da yankılanıyor, sözleri beynime hücum ediyordu. Sohbet sohbeti açıyor, bir konudan diğerine geçiyorduk. Son yudumları da alınca içimi bir korku kapladı. Şimdi gitmek isticek bir daha da aramayacaktı beni. 
   Yürümeyi teklif etti. Oh sanırım bir deprem atlattım. Sahilde yan yana gezerken çocuklar gibiydim, hiç bir şey mutsuz edemezdi beni. Uzun bir yürüyüşten sonra bir yerde oturmaya karar verdik. Doğa beni seviyor. Şiddetli bir rüzgar esti önce ve hafif bir yağmur. Evet doğa beni seviyor, hep böyle bir ortamda aşık olmak istemiştim. Kapalı bir mekan bulup bir kaç çay içmeye karar verdik. İlk tavlamızı oynadık. Aslında iyi oynarım ama onunla olmayı düşünmekten sürekli yenildim. Sonrasında beni durağa kadar bıraktı ve ruhumun içine baktı. Allahım galiba ölüyorum.
   Bir sonraki gün beraber yemek yemeğe karar verdik. Evinin yakınlarında ki bir restoran ta götürdü beni. Tarihten bir parça, ahşap Osmanlı yapısı nezih bir yer. Özenle hazırlanmış masalar, denizi gören camlar, ahşap oymalı tavan. Be ben rüyamı görüyorum ? Baş başa yemeğimizi yeğip, biraz daha beraber zaman geçirmek için restoran'tın çay bahçesine geçtik. Yağmur seni seviyorum.... Yağmur damlalarından kaçırarak çayları getirmeye çalışıyordum. Masa'da oturmuş beni seyredişi o kadar hoşuma gidiyordu ki ...
Fakat ışık, hava, bulunduğumuz yer, oturduğu konum karşısında oturup onu seyretmek imkansız gibi geliyordu. Vakit geç olmaya başlayıp, tekrar yola çıktığımda bir parçam orada kaldı.
    Ve üçüncü buluşmamız, evine gidiyordum. Şirin bir oda, tatlı bir adam. Beraber sevdiğimiz şarkıları dinledik, film izledik. Teni tenime deydikçe kalbim duracak gibi oluyordu. Nasıl olduğunu hatırlamıyorum, ilk öpüşü aklımı aldı. Elim tenine deydiğin de, bedenini sardığımda... Dünya durdu, herşey tersine dönüyor. Ayak uyduramaz oldum. Bu bu ten içimi yakıyor, tarifsiz bir tad tenim de dolaşıyor.
   Mum alevi sönüyor sevgilim, karanlık üstüme geliyor. Gözlerimi kapatıp güneşi andıran gözlerini düşünüyorum. Ben karanlıktan korkarım bilirsin Sevgilim.


                     " Hayal perdesinde oynar,
                            Kaybedilen anılar.
                      En acı düşleri oynar gölgeler,
                           Biten aşkları , Hala seven aşıkları..   
                                                                                 "